Acılarla Dirilmek

 

başlangıçta her birimizi

deri gibi saran kader,

acılardan şiir yapanlara

zamanla dar gelmeye başlar.

 

çünkü onların içlerindeki meçhul,

ruhlarındaki boşluk

ölene kadar durmayı bilmez

zonklayarak sürdürür büyümeyi.

 

kiminde o kadar büyür, o kadar

büyür ki, sığmaz olur yüreğe,

ve boğulur, rahimlerden,

rahimlerden içerde.

 

ama çok ender şairlerde,

ileri dönemlerde,

gergin bir uzvu boyunca varoluşun,

zaman gerilir, gerilir, gerilir l

 

ifler kopar, rahim birkaç yerden yarılır

ve varlık dışarı taşar,

o zaman sıyrılır hikâyeden,

sıyrılır ve akar kader

 

ve çiğ ışığından dünyanın

tasayla yüzünü saklayarak,

söz mülkünde krallara çoban olacak

cihangir dünyaya gelir.

 

hikmet, mağaranın önüne çıkar,

irfan, kovuğundan dışarı uzatır başını,

umran bacalardan mavi bir duman gibi tüter

ve görülür kırk konak ötelerden

 

ard arda kervanlarla çıkar gelir

ve tapınakla mektep arasında

yıkar develerini büyük gelenek,

bilgeler ve şairler, indirir yükünü develerin.

 

iyileşmiş bir yara gibi

gönlün bir yüzünde aşk,

bir yüzünde erdem

tatlı tatlı kaşınmaya başlar

 

ocaklar eşelenir,

küller deşilir,

uykularımızın kapağı açılır,

tersyüz edilir rüyalar;

 

yastıklarımızın içinden, altından,

avlularımıza kuğular süzülür,

turnalar şarkılarımıza avdet eder

ve göğümüzden içeri süzülürler.

 

gönül dünyanın mihnetini

serçe parmağıyla kaldırır

ve feleğin sırtına tahmil eder;

 

öyle birinin gelişiyle

iki dünya birbirine kavuşur,

birbirine kavuşur yer gök,

 

birbirine karışır rüya, gerçek

ve yeniden gösterime konulur

kaçırılan bütün iyi filmler.

 

6 Haziran 2009

 

Cahit Koytak

 

Yitiksöz Sayı-21