Eylül Sarısı
Sessizliğin sağır gürültüsüne alışmak
Dizlerimizde çürüyen sancı, öfke ve perdeli bekleyiş
Alışmak yankısına bir dağın, hem
Sağanak yağmur hem bunca yangın
Sığışırız, sığınaktır çünkü gökyüzü bin bir mavi orman
Saklar bağrında binlerce ölü sitare, biz ve asuman
Tanrım kaç eylül daha ezilir bu yapraklar ömrün ayaklarında
Bir göl küreksiz sandal ile geçilecek, ille de geçilmeli gölden
ey rüzgâr bu son kahkahan olsun balçığa bula, asra bula tüm ezberlerini
Avuçların Eylül sarısı, gülleri ezmeli koksun için, ezmeli gülleri
Yaşanılacak... Ve göçmen kuşların kavisleri yollara...
Dört yanımız mevsimsiz dökülen çiçek, böylesi bir kuşanmak görülmemiştir.
Sıddıka Zeynep Bozkuş
Yitiksöz Sayı - 7