Venüsyen Bir Ağaç Tutulması

 

Aşk neyse o kaldı sende

Venüs bakışlarını çaldı, o kıskanç

Dal budaklığı, yaprakları eğri

Eğrelti sarmaldan o çirkinliğe

Ardından ardı arkası kesikliğin

Çarparak bütün o öteki ışıklara

Bir bahar bulup çıkınca dışarı

Hatırlarsın sonunda

 

Yanına uzanmış bir akşamüstü

Seni yalanlıyor olacak yine de

Hazırlan buna ağaç’aşk

Hazırlan hazır

Haz buna

 

Çok yakında döşünden

Köprücük kemiğinden başlar

Çürüme; o en görkemli olduğun şafaklarda

Etinden öteye köprüleri

Köpürür iç seslerin

Unutursun evini; toprağını

Soy kökünü

Kötülüğü/iyiliği hatırla bir ara

Hatır say

Olurken bütün bunlar…

 

İşte ben, dersin kendine

O kadın o adam yani ben işte

Yo hayır dal budaktım ben oysa

Sadece ne olduğumu unutarak

Sana yalvaracağım yine de

Kaybolduğum o sesin, o ışığın için

Kimsenin duyamadığı muhteşem müziğine

Örneğin

Sayın çok venüsyen aşk, diyeceğim

Kulak asan çıkmaz artık

Sana bana belki bu içimizdeki ağaca da

Dönüp bakmaz kimse

 

Ölmekte olan etime dayıyor

Dudaklarını

O neyin haşmetli ışığıysa, ateşiyse öyle

Bitki tenime benim

Göz kapaklarımı aralamam için

Ve uyanıvermem için

Bizden daha önce olanları

Hatırlayalım saplanan acıyla

Kalbin mızrak uçlarını

Kafataslarımızın çirkin

Kalelerde dizilişini

 

Venüs’ün parıltısına, ilk ışıklarına

Kadar; ak omuzlarını ört

Öpüp irkilince dünya

Darmadağın olur

O büyük gürültünün ilki

Az daha yaşamalı buralar

Kahrın ve aşksızlığın dolmadı

Henüz defteri

 

Vural Kaya 

 

Yitiksöz Sayı - 16