Yunus Develi Öyküsü ve Öykünün Toplumsal Rolü

 

Bir edebî metin türü olarak öykünün diğer edebî metinlerle ilişkisi hiç şüphe yok ki oldukça farklıdır. Bu farkı hem öykünün yazılış biçiminden hem de öykü yazarlarının diğer türlerde verdikleri örneklerde bariz bir şekilde görebiliriz. Öykünün şiirle bağlantısı onun kısa ama vurucu olması gerektiğiyle bağlantılı olduğu ortadadır. Roman türüyle ilişkisini de tek bir kişi de olsa bir karakter gerekliliğiyle, kısa da olsa bir kurgu gerekliliğiyle açıklayabiliriz. Tabii bunları söylerken bunların birbirinden tamamen ayrı türler olduğu sadece aradaki geçişkenliğin ifade edilmeye çalışıldığını söylemekte fayda var.

 

Türk edebiyatında öykü yazarlarının diğer edebî türlerde eserler verdiğini herkes bilmektedir. Bu sadece öykü yazarlarına has bir durum değil elbette. Fakat öykü yazmanın verdiği bir güzellik / kolaylık olarak karşımızda durabilir bu durum. Bu anlamda son zamanlarda hem öykü hem de roman türünde başarılı örnekler vermiş bir yazar duruyor karşımızda.

 

Bugüne kadar toplamda sekiz kitabı yayımlanan Yunus Develi’nin Akşam Yazıları ve Militan Kahvesi adlı iki romanının haricinde altı öykü kitabı bulunuyor. Bu durum Yunus Develi’yi öykücü yazarlar kategorisinde isimlendirmemize olanak sağlıyor.

 

Yunus Develi’nin 2018 yılında yayımladığı roman Militan Kahvesi. Otobiyografik unsurların bulunduğu bu roman 1976-1980 yılları arasında yaşanan toplumsal, siyasal olaylara bir üniversite öğrencisinin gözünden bakıyor. Fakat bu tarihlendirme sadece belirli bir dönemi ifade etmek adına kullanılabilir. Oysa roman o tarihlerden bugünlere akan bir nehrin başlangıç kısmına denk geliyor denebilir. Naif ve nahif bir bakış açısıyla, taşrada yetişmiş bir Anadolu gencinin zihinsel gelişimi yer yer eleştirel, yer yer de ironik bir dille okuyucuya aktarılıyor.

 

Roman, belirli bir dönemi aktarırken bir karakter üzerinden psikolojik ve sosyolojik çıkarımlar yapmaya oldukça müsait bir tür. Bununla birlikte öykünün roman kadar geniş bir alanı yoktur. Ama bu öykü türünün, toplumdan tamamen kopuk olduğu / olması gerektiği anlamına gelmeyecektir. Hatta bu anlamda öykünün romandan daha avantajlı olduğu bir alan da vardır. O da öykünün güncel edebiyat dergilerinde yayımlanma imkânı bulmasıdır. İçinde yaşadığı toplumu inceleyen, onu dikkate alan “burjuva” olmayan öykü yazarları, yazdıkları öykülerle güncel edebiyat dergilerinde toplumun nabzını estetik olarak aktarırlar. Böylelikle geleceğe kayıt düşme imkânları da hâsıl olur.

 

Bu bağlamda Yunus Develi öyküleri toplumu okuyan, değişim dinamiklerini gören ve bunları başarılı bir şekilde aktaran metinler toplamıdır denebilir.

 

Yunus Develi ismini özellikle Hece Öykü dergisinde yayımlanmış öyküleriyle tanıyoruz. Öykülerinde gerçek yaşamdan ânlar sunan Develi, okuyucuların zihin dünyalarına tertemiz mekânlar sunuyor. Tertemiz ifadesiyle, kelimelerin özenli seçimi suretiyle öykü atmosferinin oluşturulmasındaki başarıyı ifade etmeye çalışıyoruz.

 

Gece Dansları, Kumercin, Frenk Havaları, Perde, İkinci Perde, öykü kitaplarının yanında 2021 yılının Nisan ayında Pruva yayınlarından Vadiler adlı öykü kitabı yayımlandı. Hiç şüphesiz tüm bu kitapların yılların verdiği birikimle oluştuğu aşikârdır. Zira Yunus Develi öyküleri gerek dergilerde yayımlandığı sıralarda gerekse kitaplaştığı dönemlerde toplumun içinde bulunduğu ahvali okumayı ve onları okuyucunun zihnine aktarmayı başarmıştır.

 

Bununla birlikte Yunus Develi; tarihsel gerçeklerden, kutsal kitaplarda bahsedilen kıssalardan da yararlanmıştır. Örneğin “Perde” kitaplarında bir araya gelen öykülerin her biri, peygamberlerin kıssalarından meydana gelmiştir. Bu öyküleri tarihsel ve inançsal bir bağlamda okumanın mümkün olduğunu söylemek mümkün. Ama bu sınırlandırma bu öykülerin günümüze seslenişini görmemizi engelleyebilir. Zira Yunus Develi, sakin ve samimi üslubuyla hız çağının uyurlarına öykü türünün imkânları dâhilinde durmayı ve geçen zamanın farkına varmayı fısıldıyor.

 

Tüm bunların yanında Yunus Develi, öykülerini bir mesaj aracı olarak kullanmaya çalışmıyor. Yunus Develi öykülerinin en temel başarısı, küçük bir alan olmasına rağmen atmosferi oldukça başarılı bir şekilde kurması olarak görülebilir. Bu atmosfer sayesinde Yunus Develi istediği kurguyu -isterse tarihten alınmış olsun- öykülerinde aktarabiliyor. Bu da bize dil ve estetiğin önemini bir daha kavratıyor.

 

Veysel Altuntaş

 

Yitiksöz Sayı-8